Soma faciasının 7’nci yılı: Tarihe kazınmış kara gün!

301 madencinin yaşamını yitirdiği, sorumluların hesap vermediği Soma faciasının üzerinden tam 7 yıl geçti ama bir tek sorumlu hesap vermedi. Soma’da 7 yılda ne adalet geldi ne ailelerin, çocuklarının acısı azaldı.
GÖZ GÖRE GÖRE GELEN BİR KATLİAM
Tarihe kazınmış kara bir leke olarak geçen Soma faciasının yıldönümü nedeniyle Adana Barosu tarafından bir açıklama yapıldı. Açıklamada. “Soma faciası alınmayan önlemlerin ve göstermelik denetimlerin sonucu, göz göre göre gerçekleşmiş bir katliamdır” ifadelerine yer verildi:
Adana Barosu’nun açıklaması şöyle:
“13 Mayıs 2014 tarihinde tüm ülkeyi yasa boğan Soma maden faciasında 301 işçimiz vefat etmiş, 486 işçimiz yaralanmış ve 432 çocuğumuz yetim kalmıştı.
FITRAT…
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok’ söylemi yerin kat be kat altında alın teriyle ekmeğini kazanan insanlarımızın yaşamının ülkemizde ne kadar ucuz olduğunu gözler önüne sermektedir.
Dönemin Başbakanlık Müşavirinin eylem yaptığı için yerde bir madenciyi tekmeleyerek darp ettiği görüntüleri ise hala belleklerimizdedir.
Sermayenin ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda para hırsının açgözlülüğü ile yoğrulmuş, yaşam hakkımıza göz koymuş ve çürümeye mahkum vahşi kapitalizm, tam 301 insanımızın hayatlarını çaldı.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği ilkelerinin hükümet politikalarına yansıması halinde büyük oranda önlenebileceği dünya örneklerinde görülebilmektedir.
iş kazalarının ve meslek hastalıklarının tamamına yakınının önlenebilir olduğu kabul görmektedir.
Soma faciası da bu önlenebilir kazalardan olması nedeniyle tam anlamıyla bir iş cinayetidir.
DERS ALINSA KATLİAMLAR OLMAYACAKTI
Geçmişteki ; Soma, Ermenek, Karadon, Elbistan, Gediz ve adını sayamadığımız birçok facia bunlardan sadece bazıları. Eğer ders alınabilseydi belki Soma faciası da yaşanmayacaktı.
Bu irade sahada uygulanmadığı sözde kaldığı takdirde maalesef sonuç değişmemekte, yaşananlar “fitrat” olarak geçiştirilmektedir. Bu duruma artık son verilmelidir.
Üretimin temeli insandır. İnsan haklarına ve iş hayatında esas alınan evrensel kurallar işletilmelidir.
Daha fazla para ve kâr hırsıyla bu faciayı hazırlayanların, bu durumu izinlerde ve denetlemelerde görmeyenlerin davetiye çıkardığı facia da sorumluluklar hak ettikleri cezayı ne yazık ki almamış, verilen cezalar Yargıtay tarafından bozulmuş ve tüm sorumluluklar tahliye edilmiştir. Etkili soruşturma, yargılama ve adaletin olmadığı, siyasi iktidarın kayırmacılık yaptığı bu facia ülkemiz yargı tarihinde de şimdiden kara bir leke olmuştur.
Bu facianın yedinci yılında, yaşamını kaybeden 301 maden işçimizi bir kez daha saygıyla anıyor, yakınları ve tüm halkımıza bir kez daha başsağlığı diliyoruz.
301 insanımıza mezar olan o madeni ve sömürüyü asla unutmayacağız!
Ta ki bu facianın gerçek sorumlularının gerçek hukuka ve adalete hesap vereceği güne dek!”