BAHARDA YOL GÖZLEMEK…

                İnsan, her zaman geçmişteki mutlu günlerinin özlemini çeker. Hep o günleri yaşamak ister… Ne yazık ki giden günü bir daha geri döndüremez. Elinden tıpkı bir kuş gibi uçup gitmiştir

                O günler tatlı bir anı olarak kalır. Hatırlandıkça insan dertlenir, hüzünlenir, içine bir sızı düşer ve doyuncaya kadar ağlamak gelir içinden.

            Yalnızlık kader midir bilmem. Çok diyar gezdim, çok arkadaşlıklar kurdum, dostluklar edindim ama hep yalnız kaldım.

             Nisan yağmurları yağıyor üstüme ve ben üşüyorum. Yağmurdan değil, yalnızlıktan ve sensizlikten üşüyorum…

               Çocukluğun gelir aklına her yalnız kaldığında. Geçmişi düşünürsün, arkadaşlarını, köyünü ve uçsuz bucaksız bozkırları hayal edersin. Geleceği düşünmezsin çünkü gelecekten bir umut yoktur…

              Akşam eve gelince yalnızlığın sessizliği çöker üstüne. Nefes almakta zorlanırsın, için hüzünle dolar, bir ses duymak istersin, bir nefes… Bir çift söz kulağında çınlar, döner bakarsın sesin geldiği yöne kimseler yoktur.

Yalnız olduğunu anlayınca bir ah çekersin derinden…

Gözlerinden iki damla yaş süzülür yanaklarından aşağıya… Bir isyan türküsü tutturursun sessizce:

          Kurtulamadım bir türlü

           Ne öldürdü ne güldürdü

           Ben kalktıkça o düşürdü

           Ondandır isyanlardayım…

         Kocaman dünyayı yüreğine sığdırabiliyor insan ama yalnızlığını hiç bir yere sığdıramıyorsun. Koca dünya sana dar geliyor. Uzun süre bir yerde kalamıyor, başını alıp gitmek istiyorsun uzak diyarlara, bilinmeyenlere..

                       Baharda gelirim demişti bana sevdasını yüreğimde gizlediğim, hasretiyle yanıp tutuştuğum sevdiğim… Yüreğimin parçası, sevda pınarım umut vermişti bana, “baharı bekle az kaldı” diye yazmıştı.

                    Kaç bahar geçti gelmedi. Takvimler aldım ve bahar aylarının bütün yapraklarını biriktirdim. Belki Nisan, belki Mayıs’ta diye yol gözledim… Kulağım kapıdaydı sesini duyarım umuduyla. Bir sözü ile bağlamıştı beni bu garip diyarda. Baş koymuştum yoluna. Hiç bir yere gidemiyordum baharda gelecek  diye…  

                  Tükendi beden, tükendi sabır, tükendi umutlarım, her yıl baharı beklemekten.  Geleceğinden umudumu kesmiştim artık…  

                Umudun kesilmesi yaşamın da sonu demekti. Buralarda kalmak ölüm sancısı çekmekten acıydı.             

                Her şeyimi toplayıp iki valize sığdırdım. Gidiyordum artık bu ellerden uzaklara, bir bilinmeyene doğru tıpkı göçmen kuşlar gibi.

                Çok zordu baharda yol gözlemek…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.