HOŞÇA KAL BOYALI MEZRASI

         Öğretmenlik kutsal bir meslektir.

        Bu kutsal mesleği yaptığım için mesut ve bahtiyarım…

         Cavit hocanın anısına saygıyla…

        1976 yılında Malatya ili Darende ilçesi Sofular köyünün Boyalı mezrasına öğretmen olarak atandım. Mezrada 11 ev, 29 öğrenci vardı. Evler birbirine en az 500 metre uzaklıktaydı.

            Bir evi okul yapmıştık. Ben ise samanlıktan bozma tek odalı bir evde kalıyordum. Kışın öğrenciler okula geldiklerinde her biri bir tezek veya iki dal odun getirirlerdi soba yakmak için.

          Mezradan Sofular köyü yaya olarak bir saat 20 dakika sürüyordu. İlk gittiğim sene mezrada yaşayanlar bana çok soğuk davranıyor ve kimse benimle konuşmak istemiyordu. Ekmek almak için Sofular köyüne gidip evlerden parası ile ekmek alıp geliyordum, ilçeye indiğimde ise bir haftalık ekmeğimi getiriyordum.

          Bir gün köyden ekmek alıp gelirken mezrada bir kalabalık gördüm. Beni yanlarına çağırdılar, korka korka gitmiştim. Mezranın zenginlerinden biri “Gel hocam gel, sen artık bizim başımızın tacısın” dedi. Şaşkınlık içerisinde kalabalığı izliyordum. Mezraya cami imamı olarak atanan birinin yaptığı yanlış bir olaydan dolayı beni baş tacı yaptıklarını anlamıştım. ”Hocam bundan sonra köye ekmek almaya gitmeyeceksin, her gün sana bir ev ekmek getirecek” dedi. Ben her ne kadar ben bedava ekmek istemem diye söylediysem de asla kabul etmediler ve her gün bir ev benim ekmeğimi getirmeye başladı.

            Bir gün müfettiş çıka geldi. Sınıfta sadece 15 öğrenci vardı. ”Bütün öğrencilerin bu kadar mı? “ diye sorunca “Hayır diğerleri de öğleden sonra geliyor” dedim. Müfettiş bir kızdı: “Sen milli eğitimin kurallarına karşı mı geliyorsun? Öğrenciler sabah gelecek öğleden sonraya kadar okulda kalacak “dedi. Ben ise “Müfettiş bey benim burada zamanım bol, onun için böyle yaptım” diye anlatmama rağmen beni dinlemedi bağırdı, çağırdı, benimle uğraşırken saat 16.00 olmuştu. ”Ben gidiyorum” dedi ”Araba yok ki. Nasıl gideceksiniz?’’ deyince,

       Müfettiş-Peki ne olacak şimdi?

      -Burada benim misafirim olarak kalacaksınız, yarın gidersiniz dedim.

      Müfettiş bey kalmak istemiyordu ama yapacak bir şey yoktu. O gece misafirim olarak kaldı, ertesi günü gitti.

      Milli Eğitim Müdürlüğü’ne rapor hazırlayıp vermişti. Benim terfi düşecek diye korkarken bana o sene takdirname gelmişti.

        Ertesi sene bir öğretmen daha geldi yanıma. Urfalıydı, babası getirmişti. Giderken köylülerden birine iki tane koyun parası vermişti. “Öğretmenler et istediklerinde keser verirsin “demişti. Koyunun birini kestik, iki ay sonra öğretmen nasıl yaptıysa tayinini alıp gitti.  Diğer koyun bana kalmıştı. Onu da ben kestirip eve getirmiştim.

        Öğretmenlik hayatımda en sıkıntılı ve zorlu yıllarımı burada geçirmiştim ama mezra halkının bana olan sevgi ve saygısını asla unutamam.

        1978 yılında Tayinim çıktığında mezra halkı bir tane 50 NC kamyonet bulup getirdiler.  Eşyalarımı yükleyip Kangal’a kadar beni götürdüler.

        Giderken dönüp mezraya baktım. Bir yandan el sallıyor bir yandan da  duyulur duyulmaz bir sesle şöyle diyordum.

         -Meslek hayatımın en sıkıntılı ama en mutlu yıllarını geçirdiğim Boyalı mezrası hoşça kal, Boyalı mezrası hoşça kal…    

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.